Sizden Gelenler;
Değerli Memurlar Hukuk Avukatları, Kara Kuvvetleri Komutanlığında Astsubay olarak görevliyim. Hakkımdaki adli dava neticesinde 4 gün cezaevinde kaldım. Cezaevinden çıktıktan 5 gün sonra Tahliye evrakım tebliğ edildi ve evrakı aldıktan 1 gün sonra birliğime katılış yaptım. ( cezaevinin bulunduğu şehir ile birliğimin olduğu şehir arasında 1.600 km vardır)
Sonuç olarak izin süresini geçirmek maddesinden maaş kesimi İle cezalandırıldım. Bu cezanın iptali için sizlerden yardım talep ediyorum.
Değerli takipçimiz; hakkınızda tesis edilen maaş kesimi cezası hukuka aykırı olup, ilgili cezanın İdare Mahkemesince iptali gerekmektedir. Bu görüşümüzü izah edelim.
Disiplin cezasına ilişkin dosyanızı incelediğimizde; Cezaevinde tutuklu bulunmanızı gerektiren konudan dolayı halen hakkınızda görevden uzaklaştırma tedbiri bulunduğu, 04.02.2020 tarihinde Cezaevinden tahliye olduğunuz, tahliye olduğunuza dair mahkeme kararının size 09.02.2020 tarihinde teslim edildiği, görev yaptığınız birlik ile Cezaevinin bulunduğu il arasındaki mesafenin 1.600 kilometreyi geçmesinden dolayı yönerge gereği iki gün yol izni hakkınız bulunduğu, bu kapsamda 06.02.2020 tarihinde birliğe katılmanız gerekirken 10.02.2020 tarihinde katılış yaptığınız, bu haliyle ‘izin süresini geçirmek’ disiplinsizliğini işlediğiniz iddiasıyla hakkınızda 1 / 16 oranında aylıktan kesme cezası tesis edildiği görülmektedir.
Öncelikle bu işlemde zamanaşımı mevcuttur ve cezanın esastan önce, bu yönüyle(usülden) iptali gerekecektir. Hakkınızda tutulan tutanağın disiplin amirine 12.02.2020 tarihinde teslim edildiği ve idari soruşturmanın ise yaklaşık 2 ay sonra 17.04.2020’de başlatıldığı görülmektedir.
6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu'nun "Disiplin soruşturması ve yetkiler" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında; "Maiyetinden birinin disiplinsizlik teşkil edebilecek bir fiilini veya mesleğe aykırı tutum ve davranışını herhangi bir şekilde öğrenen disiplin amirleri, olayın araştırılması gerektiğine kanaat getirirse, yazılı olarak görevlendireceği soruşturmacılar vasıtasıyla ya da şahsen disiplin soruşturması yapar." düzenlemesi bulunmakta olup, aynı kanunun "Zamanaşımı" başlıklı 39. maddesinin 1. fıkrasında da; "Disiplin amirleri tarafından, disiplinsizliğin kendileri tarafından öğrenilmesinden itibaren bir ay ve her hâlde disiplin cezasını gerektiren fiil ve hâllerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra disiplin cezası verilemez. Fiil, inceleme ve araştırma yapmayı gerektirmiş ise, bir ay içerisinde inceleme ve araştırmaya başlanmış olmak ve altı ayı geçmemek kaydıyla, inceleme ve araştırma için geçen süre bir aylık süreye dâhil edilmez." düzenlemesi yer almaktadır.
Her ne kadar 04.02.2020 tarihinde tahliye olduğunuz ve birliğinize 10.02.2020 tarihinde katıldığınız açık ise de; hakkınızdaki görevden uzaklaştırma tedbirinin devam etmesinden dolayı tahliye olmanızın ardından size ne zaman göreve başlamanız gerekeceğine dair kurumunuzca bir bildirim yapılmamıştır. Dolayısıyla bilgilendirme yapılmayan bir konunun bilindiği varsayılarak hakkınızda eksik incelemeye dayalı işlem tesis edilmiştir.
Kaldı ki birliğinize 10.02.2020 tarihinde katılış yapmanıza dair davranışınız; kabul edilebilir bir mazerete dayanmaktadır. Şöyle ki; tahliye olmanıza dair mahkeme kararı size 09.02.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, bu kararı tebliğ aldıktan sonra hemen yola çıkmak suretiyle 10.02.2020 tarihinde birliğinize katılış yaptığınız görülmektedir.
Hakkınızdaki tahliye kararının elinize ulaştığı tarih yerine, birliğe katılış yapmanız için tahliye olduğunuz tarihin baz alınmasının hakkaniyetle bağdaşmayacağı açıktır.
Diğer yandan TSK mensubu personele ‘’izin süresini geçirmek’’ maddesinden ceza verilebilmesi için; personelin belirtilen esnada izinde bulunması gerekmektedir. Bu durumda o dönem izinde olmamanız, cezaevinden tahliye edildikten sonra da hakkınızdaki görevden uzaklaştırma tedbirinin devam etmesinden dolayı konunun “izin süresini geçirmek” disiplinsizliği ile ilişkilendirilmesinde hukuken olanak bulunmamaktadır.
Tarafınızdan işlendiği ileri sürülen ‘izin süresini geçirmek’ fiilinin maddi gerçeğinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin irdelenmesi gerekmektedir. Katılış yapmanız istenen günde henüz tahliye kararının ve birliğiniz tarafından ne zaman dönmeniz gerekeceğine dair tebliğ yapılmamış olmasının bir özür olarak kabul edilmesi gerektiği, bu durumun alalade bir mazeret olmadığı, zaten kanun hükmünde geçen ‘izin süresini geçirmek’’ ibaresini; kendisine tebliğ yapılmayan kişileri kapsamasının uygun olmayacağı konusunun bir bütün olarak değerlendirilmesinde, isnat edilen eğilimin sübuta ermediği açıktır.
Diğer yandan 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu’nun 19.maddesinin c fıkrası gereğince ‘’ İzin süresini geçirmek: disiplinsizliğinin açıklama bölümünde; İzin, istirahat veya hava değişimi süresini yasal veya kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın altı günü aşmayacak ve bu süre içinde kendiliğinden gelecek şekilde geçirmektir. ‘’ hükmü amirdir. Yani bahse konu maddeden ceza verilebilmesi için TSK mensubu personelin 6 gün boyunca izin süresini geçirmiş olması gerekmektedir. Oysaki isnat edilen geç gelme süresi; tahliye tarihi 04.02.2020 ile katılış yaptığınız 10.02.2020 tarihi arasındaki zaman dilimi 6 günü geçmemektedir.
Bu durumda kanunda belirtilen 6 günlük süre geçmeden birliğinize katılış yapmanızdan dolayı olayda bir kusurununuz bulunduğundan söz edilemeyeceği açıktır.
Nitekim İlgili maddedeki disiplinsizliğin oluşabilmesi için haklı bir mazeretin bulunmaması gerekir. İç Hizmet Yönetmeliği’nin 57.maddesinde de belirtildiği gibi ; öngörülen hallerde failin özür beyanının haklı kabul edilmesi gerekmektedir. Yüksek Mahkemelerin istikrar bulan çok sayıdaki ilamlarında da işaret olunduğu üzere; hava değişimi süresi sonunda askerlik şubelerinde yol süresi tanınarak birliklerine sevk edilen eratın zamanında birliklerine katılmama şeklinde gerçekleşen eylemlerinin izin süresini geçirme olmayıp ‘’kısa süreli kaçma’’ disiplinsizliğine vücut verdiği unutulmamalıdır.
Tamamen iradeniz dışında gerçekleşen bu eylemin mesleki kariyerinize sirayet etmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Başka bir deyişle bu olayda açıkça bir kusurunuz bulunmamaktadır. İlgili işlemdeki hükümlerde açık olarak "izin süresini geçirmek" denilmiştir. Ancak ilgili maddede, bu olayın "taksir" mi yoksa "kasıt" mı içermesi gerektiği yönünde bir belirleme yapılmamıştır. Bu suçların oluşabilmesi için manevi unsurun kast derecesinde olması gerekip, taksirli hareket bu suçları oluşturmaz. İlgili suçların düzenlenmesinde amaçlanan hukuki yarar göz önünde tutulduğunda, bu suçların ancak doğrudan kastla işlenebileceği kabul edilmelidir. Olası kastın da suçun oluşumu için yeterli kabul edilmesi halinde, korunan hukuki menfaat ile karşılaştırıldığında ölçüsüz olacak ve kişilerin bu doğrultuda ciddi yaptırımlarla karşılaşarak mağduriyet yaşamaları daha muhtemel hâle gelecektir.
Açıkladığımız bu gerekçeler doğrultusunda hakkınızda tesis edilen disiplin cezasının İdare Mahkemesince İptali gerekecektir.
Not: Disiplin Cezası alan, eş durumu ataması yapılmayan veya her türlü konularda idare ile sorun yaşayan tüm personeller; bizlerle irtibata geçmeniz durumunda ilgili cezaların iptali ve diğer sorunların çözümü için İptal davaları açılacaktır. Bizi aramanız yeterlidir.