Soru:
Sayın Memurlar Hukuk yöneticileri, Çevik Kuvvet Müdürlüğünde polis memuru olarak çalışmaktaydım. İzinli olduğum zamanda bir şahısla aramızda ufak bir münakaşa geçti. Şahıs benden şikayetçi olmuş ve bu şikayeti sonrası hakkımda soruşturma açılarak açığa alındım. Şahısla aramızda kavga tarzı birşey geçmedi sadece tartıştık, kendisine hakaret ettiğim iddiasıyla hakkımda şikayetçi olmuş. Bu sebepten dolayı açığa alındım. Soruşturma bitene kadar açıkta kalacağım söyleniyor. Görevime biran önce dönmem için ne yapmam gerekir, yardımcı olur musunuz ?
Cevabımız:
Değerli takipçimiz, izinli olduğunuz esnada bir şahısla aranızda tartışma geçmesi ve kendisine hakarette bulunduğunuz iddiasıyla bu şahsın şikayeti sonrası hakkınızda Görevden Uzaklaştırma Tedbiri uygulanması işlemi hukuka aykırı olup, görevinize tekrar dönmeniz için İdare Mahkemesine Yürütmeyi Durdurma talepli İptal davası açmanız gerekmektedir.
Hakaret fiili sebebiyle hakkınızda yürütülen soruşturmanın selameti açısından görevden uzaklaştırıldığınız görülmektedir. Yürütülen adli ve idari soruşturmanın konusuna ve çalıştığınız Çevik Kuvvet biriminin toplumsal olaylar harici görev almaması veya soruşturmaya konu olan delilleri yok etme veya karartma gibi bir ihtimalinizin olmadığı açıktır. Kısacası görevdeyken de hakkınızdaki tahkikat sağlıklı bir şekilde yürütülebilirdi.
Görevden uzaklaştırma, memurun durumunda kısıntı yaratan hallerden biri olup, memurların 657 sayılı yasanın 137. Maddesinde, kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde görevi başında kalmasına sakınca görülecek devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbir olarak tanımlamıştır. 657 sayılı kanunda, memurların hangi durumlarda görevden uzaklaştıracaklarının açık ve ayrıntılı bir şekilde belirtilmemiş, bu konu idarenin takdirine bırakılmıştır. Ancak bu yetki sınırsız değildir. Kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak tesis edilen her işlem hukuka aykırıdır. İdareye tanınan takdir yetkisimutlak ve sınırsız olmayıp, yargı denetimine tabi olacağı kuşkusuzdur. İdare, işlem ve eylemlerini yaparken “kişi yararı” ve “kamu yararı”nı göz önünde bulundurarak, yasal sınırlar içerisinde takdir hakkını bu amaçları gerçekleştirmek amacı ile kullanmalıdır.
Bu tedbir niteliğinde ki yetkinin yasa ile düzenlenmesindeki temel amaç; sorunlu kamu görevlilerinin görevleri başlarında kalmaları halinde, çalıştıkları kurum veya bu kurumun hizmetlerinden faydalanan vatandaşlara bir zarar vermelerine engel olmak, açılan soruşturmaların sağlıklı yürütülmesi ve delillerin karartılmasının önüne geçilmesi için kamu görevlisinin görevi ile fiilen ilişkisinin kesilmesinin sağlanmasıdır.
Görevden uzaklaştırmaya ilişkin takdir yetkisinin ne zaman kullanılması gerektiği yolunda yasada bir açıklama yoktur. İlgilinin görevi başında kalması halinde tahkikatın selametle yürütülemeyeceğini gösterir ciddi açık kaidelerin bulunması gerekir.
Danıştay bir kararında: “Davacının mevzuatın verdiği yetkiye istinaden belediyede başka görevlere naklettiği iki memur tarafından ihbar ve şikayetlerin davacı görevde iken de tahkiki mümkün nitelikte olup, ortada davacının tahkikatının selameti bakımından işten el çektirilmesini gerekli kılacak bir sebep bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın kabulü ile kanunen gerekli lüzum unsurundan mahrum bulunan bu işlemin iptaline ” şeklinde hüküm kurmuştur.
Yine başka bir Danıştay kararında: ” Tedbir niteliğinde bulunan görevden uzaklaştırma müessesinin ancak kamu hizmetinin selametle yürütülmesi amacıyla, görevi başında kalmasında sakınca görülecek devlet memurları hakkında uygulanabileceği, ilgilinin görevden uzaklaştırılmasına sebep olarak gösterilen hareketleri kamu hizmetinin selamet yürütülmesi için görevden uzaklaştırmasını gerektirir nitelikte görülmediği cihetle dava konusu işlemin iptaline ” şeklinde karar verilmiştir. Bu doğrultuda Hakaret fiilinden dolayı görevden uzaklaştırılmanıza ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38’inci maddesinde, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.”
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Âdil yargılanma hakkı” başlıklı 6 ıncı maddesinin (2) numaralı fıkrasında “Kendisine bir suç isnat edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır.” denilmektedir.
Kaldı ki işlediğiniz iddia edilen hakaret fiilinin
görevden alınmanıza sebep olamayacağı da açıktır. Kendisine hakarette bulunduğunuz iddia edilen şahsın önemli bir nüfuza sahip olduğu ve bu şahsın ikili ilişkilerini kullanarak görevden alınmanıza sebebiyet verdiğini değerlendiriyoruz. Hakkaniyete uymayan ayırımcılığı önleyerek yasa önünde eşitlik ilkesini gözetmek idarenin asli görevidir. Ancak görevden uzaklaştırılmanız ile ilgili şahsınız hakkında bu durumun gözardı edildiği de görülmektedir.
Başbakanlığın 2005/14 sayılı Genelgesinin 3’üncü maddesinde “Kamu görevlisi hakkında görevden uzaklaştırma tedbiri, ancak ilgili personelin yürütmekte olduğu görevin yürütülen soruşturmayı etkileyeceği yönünde açık ve güçlü bir ihtimal bulunması halinde uygulanacaktır.” denilmiştir.
İlgili kararlar ve 657 sayılı yasada Görevden Uzaklaştırma ile ilgili bulunan hükümler ışığında görevden uzaklaştırılmanızın, yürütülen soruşturmaya hiçbir etkisinin bulunmayacağı açık olup, Görevden Uzaklaştırılmanıza yönelik işlemin hukuka aykırı olduğu da şüphesizdir.
Açıkladığımız bu gerekçeler doğrultusunda görevden uzaklaştırılmanıza yönelik işlemin İdare Mahkemesi tarafından Yürütmesinin Durdurulmasına karar verilmesi gerekecektir.
Not: Disiplin Cezası alan, eş durumu ataması yapılmayan veya her türlü konularda idare ile sorun yaşayan tüm arkadaşlar, bizlerle irtibata geçmeniz durumunda, ilgili cezaların iptali ve diğer sorunların çözümü için, İptal davaları açılacaktır. Bizi aramanız yeterlidir.