Soru:
Özel Harekat kadrosunda aday polis memuru olarak görevliyken memuriyetten ilişiğim kesildi. Polis olmadan önce kardeşimle ortak işlettiğim bir dükkan vardı. Daha sonra polis okulunu kazandım ve tüm işlemleri kardeşimin yürütmesi için kardeşime vekalet verdim. Daha sonra kardeşim vekalet ile benim adıma krediler çekmiş ve bu borçları ödememiş. Mezun oldum, polis olarak atandım ve kardeşimin benim adıma çektiği krediler sebebiyle maaşıma haciz geldi. Borçlanıp ödememeyi alışkanlık haline getirmekten alt ceza ile maaş kesimi cezası aldım ve aday memur olduğum için memuriyetten ilişiğim kesildi. Tekrar görevime dönmek istiyorum. Yardımcı olur musunuz ?
Cevabımız:
Değerli takipçimiz, memuriyetten ilişiğinizin kesilmesine dair işlem hukuka aykırı olup, mesleğe iadeniz için İdare Mahkemesince iptal kararı verilmesi izmir escort bayan gerekecektir. Bu görüşümüzü izah edelim.
Özel Harekat kadrosunda aday polis memuru olarak görevliyken maaşınıza gelen hacizler sebebiyle “mücbir sebepler dışında borçlanıp ödememeyi alışkanlık haline getirmek” maddesinden hakkınızda önce maaş kesimi cezası uygulandığı, daha sonra 657 sayılı DMK’nın “maaş kesimi veya üstü bir ceza alan aday memurun, memuriyetten ilişiğinin kesileceğini” öngören 57.maddesi kapsamında memuriyetten ilişiğinizin kesildiği görülmektedir.
Memuriyetten ilişiğinizin kesilmesine dair dosyanızı incelediğimizde; polis memuru olmadan önceki dönemde kardeşinizle beraber işletme sahibi olduğunuz, ardından kardeşinize vekalet vererek bu iş yerinin işlemlerini kardeşinize devrettiğiniz, kardeşinizin ise sizden aldığı bu vekalet ile adınıza krediler çekmesi ve bu kredileri ödememesi üzerine, resmi olarak borçların sizin üzerinize görünmesi sebebiyle şahsınızın polis memuru olarak atanması ile maaşınıza hacizler geldiği, borçların bir kısmını kendi imkanlarınızla kapattığınız, ancak bütün borçları ödeyemediğiniz, maaşınıza gelen hacizler sebebiyle söz konusu maddeden maaş kesimi cezasıyla tecziye edildiğiniz, ardından da bu ceza sebebiyle memuriyetten ilişiğinizin kesildiği görülmektedir.
Bütün bu özetlenen olaylar kapsamında, borç ödememe saikiyle değil de şahsınızın mevcut ekonomik durumunun borçları ödeme konusunda yeterli düzeyde olmamasından, atfedilen eylemin “borçlanıp ödememeyi alışkanlık haline getirme” fiili olarak kabulü mümkün olmayıp, söz konusu madde kapsamında değerlendirilmesi suretiyle tesis edilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Söz konusu borçların bizzat şahsınız tarafından yapılmamış olmasına rağmen, parça parça olarak bu borçları ödeme gayretiniz olmuştur.
Söz konusu durum; kardeşiniz tarafından borçlandırılmış olmanız sonucu meydana gelen hadiseden ibarettir. Kardeşinize vekalet vererek şahsınız adına kardeşinizin kredi çekebileceği veya sizi borçlandırabileceği ihtimalini düşünmemiş olmanız konusunda; şahsınızın bir kusurunun olduğu açık ise de; bu eylemin; ‘’mücbir sebepler dışında borçlanıp ödememeyi alışkanlık haline getirme’’ fiili ile ilişkilendirilmesinin kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Çağdaş maddi ceza ve disiplin hukukunun en önemli ilkelerinden biri; suç ve cezanın şahsiliği ilkesidir. Bu kural gereğince, kişi ancak kendisinin işlediği fiiller nedeniyle sorumlu tutulabilir, hiç kimsenin işlemediği bir suçtan dolayı sorumlu tutulamayacağı, bir başkasının işlediği suçun, suçu işlemeyenlere sirayet edemeyeceği de açıktır.
Anayasamızın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesinin 7. fıkrasında yer alan “Ceza sorumluluğu şahsidir” düzenlemesi, Türk Ceza Hukuku’nda cezaların şahsiliği ilkesinin kabul edildiğini göstermektedir. Ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun “Ceza Sorumluluğunun Esasları” başlıklı ikinci kısmında yer alan 20. maddede “Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.” şeklindeki hükümle de anayasada yer alan düzenleme yinelenmiştir. Cezanın şahsiliği ilkesi uluslararası metinlerde de kabul edilmiştir.
Diğer yandan söz konusu borçlanmaların gerçekleştiği tarihlerde henüz polis memuru olmadığınız görülmektedir. Anayasanın 38’nci maddesi; “Kimse işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suç işlendiği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” hükmüne bağlanmıştır.
Borçların oluştuğu tarihte henüz polis memuru olmamanız sonucunda senet tarihlerinde polis memuru olmayan birisinin 682 sayılı K.H.K’ ye göre yargılanması, tamamen hukuka aykırıdır.
Söz konusu durumdan dolayı personele ceza verilebilmesi için; eylemin ‘’kabul edilebilir mücbir sebepler dışında’’ unsuru taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle, iradeniz dışında gerçekleşen borçlanma durumunun, ‘’kabul edilebilir mücbir sebep sayılmaması’’ kabul edilemez.
Zira disiplin cezasının tesis edildiği madde hükmünde “kabul edilebilir mücbir sebepler dışında borçlanmak” deyimi kullanılmış olup, bu kelimeyi; iradesi dışında borçlanma yaşayan veya borçlanma tarihinde polis olmayan kişileri kapsayacak şekilde yorumlayarak genişletmenin, suç ve cezanın yorumla genişletilemeyeceği genel kuralına aykırı olacağı açıktır.
Açıkladığımız bu gerekçeler doğrultusunda şahsınızın memuriyetten çıkartılmasına dair işlem hukuka aykırı olup, İdare Mahkemesince “iptal” hükmü ile göreve dönmenize dair karar verilmesi gerekecektir.
Not: Disiplin Cezası alan, eş durumu ataması yapılmayan, rütbe terfi alamayan, polis okullarından ilişiği kesilen veya her türlü konularda idare ile sorun yaşayan tüm personeller, bizlerle irtibata geçmeniz durumunda, ilgili cezaların iptali ve diğer sorunların çözümü için İptal davaları açılacaktır. Bizi aramanız yeterlidir.