Soru:
Sayın sayfa yöneticileri geçen sene 30 gün heyet raporu aldım. Rapor hastalık iznine çevrildi. İstirahatimi geçireceğim il dışı adresimi İdareye dilekçe ile belirtip il dışına çıktım. Daha sonra usul ve fenne sevkim için hakkımda tebligat çıkarmışlar ifademde neden telefonuna bakmadın neden tebliğ almadın diye sordular, il dışı konusunu ifademde sormadılar. Bana ulaşamadıkları için izinsiz il dışına çıkmaktan 3 günlük maaş kesimi cezası aldım, raporum bitmeden 25.gününde usul ve fen için hastaneye gittim buna rağmen ceza verdiler, bu cezayı iptal ettirebilir miyiz?
Cevabımız:
Değerli takipçimiz, istirahat raporluyken il dışına çıktığınız gerekçesiyle şahsınız hakkında tesis edilen disiplin cezası hukuka aykırı olup, İdare Mahkemesi tarafından bu cezanın iptali gerekecektir. Bu görüşümüzü izah edelim.
‘’Amirinden izin almaksızın görevli bulunduğu il sınırları dışına çıkmak ‘’ suçunu işlediğiniz iddiasıyla hakkınızda 3 GÜNLÜK AYLIK KESİMİ CEZASI tesis edildiği görülüyor.
Verilen istirahat raporunun usul ve fen yönünden incelenmesi için idarece, istirahat süreniz daha bitmeden hastaneye sevk edilmiş, söz konusu raporu aynı gün hastaneye teslim edemediğinizden dolayı da eylem ile alakasız olarak ” izinsiz il dışına çıkmak ” maddesinden ceza verilmiştir. Görülüyor ki eylem ile verilen disiplin cezası arasında adil bir denge ve uyum yoktur.
Verilen istirahat raporlarının usul ve fen yönünden incelenmesi için sevk konusunda Devlet Personel Başkanlığı’nın 05/10/2012 tarih ve 14654 sayılı görüşünde; Devlet memurunun hastalık raporunda belirtilen sürenin bitiminden önce hakem hastaneye gitmesi gerektiği, belirtilmiştir. Verilen istirahat raporunun daha süresi bitmeden usul ve fen yönünden incelenmesi için raporu hasteneye ulaştırdığınız görülüyor.
Devlet Personel Başkanlığı’nın bu görüşü ışığında söz konusu olayda şahsınızın herhangi bir kusuru bulunmamaktadır. Her ne kadar izinsiz il dışına çıktığınız gerekçesiyle hakkınızda disiplin cezası tesis edilmiş olsa da; istirahatinizi il dışında geçireceğinizi idareye belirtmiş ve daha sonra raporunuz hastalık iznine çevrilmiştir.
İstirahat raporları ve Refakat İzni konulu 31 sayılı genelgenin 11. Maddesinde; istirahat raporu memurun görev yaptığı biriminde izin vermeye yetkili kılınan birim amiri tarafından hastalık iznine çevrilmedikçe memur il dışına çıkmamalıdır ’’ hükmüne yer verilmiştir. Raporunuzun hastalık iznine çevrilmesinden sonra il dışına çıktığınız için İzinsiz İl Dışına Çıkmak maddesinden ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
Diğer yandan ‘’ Amirinden izin almaksızın görevli bulunduğu il sınırları dışına çıkmak ‘’ maddesinde; raporlu iken il dışına çıkan personel hakkında da aynı hükümler uygulanır şeklinde bir ibare bulunmayıp, bu maddede; görevli olunduğu zaman izinsiz il dışına çıkmanın yasak olduğu anlaşılmaktadır. Oysaki belirtilen tarihlerde görevli değil istirahat raporlu olduğunuz açıktır.
Her ne kadar özel kanun hükümleri saklı olsa da, istirahat raporlu olan personelin il dışına çıkışı konusunda net bir ibare bulunmaması sebebiyle 657 sayılı DMK hükümlerine göre karar verilmesi gerekecektir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 20. Maddesinde memurun il dışına çıkışı sorumlu amirin iznine bağlıydı. Ancak 13.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6111 sayılı torba yasa ile bu madde yürürlükten kaldırılmıştır.
Verilen disiplin cezasında hukuka aykırı olan diğer tespitimiz ise SAVUNMA HAKKINIZIN KISITLANMIŞ OLMASIDIR.
Şöyle ki; verilen istirahat raporunun usul ve fenne uygunluğunun incelenmesi sebebiyle hakem hasteneye sevkiniz için, tarafınıza ulaşılamadığı hakkında ifadeniz alınmış, izinsiz il dışına çıkma konusunda bir ifadeniz alınmamış olmasına rağmen, ifadenizin alındığı konudan bağımsız olarak, izinsiz il dışına çıkmak fiilinden disiplin cezası verilmiştir.
Disiplin cezasının soruşturma sürecinde, hangi maddeyle yargılandığınız belirtilmemiş, yukarıda belirttiğimiz gibi; istirahat raporunun usul ve fenne uygunluğunun incelenmesi sebebiyle hakem hasteneye sevkte, size neden ulaşılamadığı konusunda ifadeniz alınmıştır.
Oysa ki, Danıştay 8. Dairesi’nin 06/06/1991 tarihli ve E: 4297, K:1099 sayılı kararında; “… ilgiliye, idarenin işlemini gerekli kılan suçlama konularını önceden açıkça bildirerek savunmasını almasının idari işlemlere güveni ve hukuka uygunluk yönünden isabet oranını artıracağı kuşkusuzdur…” denilerek disiplin cezasına ilişkin sürecin her aşamasının sıkı şekil şartına bağlı olduğu açıklanmış, ilgiliye, idarenin işlemini gerekli kılan suçlama konularını ve alacağı cezayı önceden açıkça bildirerek savunmasını alınması gerektiği hususu vurgulanmıştır. İsnat edilen eylemi düzenleyen kanun yada tüzük maddesinin ve cezai karşılığının yazılı olarak açıkça bildirilmek suretiyle savunmanızın alınmadığı, böylece savunma hakkınızın kısıtlandığı görülmektedir. Gerek yargı kararlarında gerekse doktrinde “bilinmeyene karşı iddia ve savunmada bulunmasının güçlüğü ve hatta imkânsızlığı” üzerinde durularak, ilgiliye idarenin işlemini gerekli kılan suçlama konularını açıkça bildirerek savunmasının alınmasının, bireylerin idari işlemlere olan güvenini artıracağı böylelikle adil yargılanma hakkının sağlanacağı kuşkusuzdur.
Açıkladığımız bu gerekçeler doğrultusunda verilen disiplin cezasının İdare Mahkemesi tarafından iptali gerekecektir.
Not: Disiplin Cezası alan, eş durumu ataması yapılmayan veya her türlü konularda idare ile sorun yaşayan tüm arkadaşlar, bizlerle irtibata geçmeniz durumunda, ilgili cezaların iptali ve diğer sorunların çözümü için, avukatlarımız tarafından İptal davaları açılacaktır. Bizi aramanız yeterlidir.