Soru:
Sayfanızı kurulduğu günden beri beğenerek takip ediyorum. Disiplin cezası konusunda yardımınıza ihtiyacım var. Polis memuruyum. Geçen sene görevli bulunduğumuz emniyetin önünde patlama meydana geldi. Amirimin onayıyla bu patlamayı resmi tebliğlerin yapıldığı kendi WhatsApp grubumuza gönderdim. Daha sonra gruptan bu görüntüler basına sızdırılmış, görüntüyü gruba ben attığım için Hizmet İçinde Resmi Sıfatın Gerektirdiği Güveni Sarsmaktan 16 Ay kıdem durdurma cezası verildi. Bu görüntüleri basına ben sızdırmadım. Verilen cezayı iptal ettirebilir miyiz?
Cevabımız:
Değerli takipçimiz, görev gereği çekilen görüntüleri kendi WhatsApp grubuna atmanız ve akabinde bu görüntülerin basına sızdırılmasından dolayı hakkınızda tesis edilen disiplin cezası hukuka aykırı olup ilgili cezanın İdare Mahkemesi tarafından iptali gerekecektir. Bu görüşümüzü izah edelim.
Olay görüntülerini gönderdiğiniz WhatsApp grubuna görev listeleri, tebliğler vs. her türlü evrak ve bilginin resmi onay ile paylaşıldığı, görevli bulunduğunuz amirin de izniyle ilgili görüntüleri resmi WhatsApp grubuna gönderdiğiniz görülmektedir. Görüntülerin bu gruptan ulusal basına sızdırılması olayıyla ilgili, bu görüntüleri ulusal basına sizin sızdırdığınız ve bu konuda şahsınızın bir kusuru olduğu ispatlanmış değildir.
Kamu görevlilerinin disipline aykırı eylem ve fiilleri nedeniyle disiplin cezası verilebilmesi için, anılan eylem ve fiillerin sübut bulup bulmadığının usulüne göre yürütülen soruşturma ile ilgilinin leh ve aleyhindeki tüm delil ve ifadeler toplanarak ortaya konulması, sübut bulduğu tespit edilen disipline aykırı davranışlar nedeniyle de yasa ve yönetmeliklerde yer alan uygun cezanın verilmesi gerektiği disiplin hukukunun temel ilkelerindendir.
Disiplin soruşturmalarında, hakkında soruşturma yürütülen kişilere suçlama yöneltilirken; isnat olunan eylemlerin bir takım hesaplamalara, varsayım temelli kabullere dayalı olmaksızın somut,her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delillerle, tam bir vicdani kanaat oluşturacak şekilde ortaya konulmasını gerekmektedir. Bilindiği üzere Disiplin Hukukunun en temel ve tartışmasız ilkelerinden biri, disiplin suçu teşkil ettiği iddia olunan sabit ve kuşkuya yer vermeyecek biçimde ispatlanmış olmasıdır.
Buna göre disiplin yaptırımı uygulanan şahsınız tarafından ikrar edilmeyen ve eldeki mevcut deliller ile disiplin normuna uygun fiilin ispatı mümkün olmayan hallerde ‘’ şüpheden sanık yararlanır ’’ ilkesi gereğince isnat edilen eylemden dolayı disiplin cezası verilemeyeceğinin kabulü gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi 19.4.1988 günlü, E:1987/16,K:1988/8 sayılı kararında; yönetsel yaptırımların yönetimin karar ve işlemlerinin denetiminin zorunlu olanlarından olduğunu, suç ve cezaların Anayasaya uygun olarak yasayla konulabileceği, “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi uyarınca bir hukuk devletinde, ceza yaptırımına bağlanan her eylemin tanımının yapılması ve suçların kesin bir şekilde ortaya konulması gerektiği, anılan ilkenin özünün yasanın ne tür eylemleri yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtmesi ve buna göre cezasının da yasayla saptanmasının zorunlu olduğunu vurgulamıştır.
Diğer yandan Hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiilini gerçekleştirdiğiniz gerekçesiyle disiplin cezasına maruz kalmışsınız. Emniyet Teşkilatında bu maddeler J O K E R olarak kullanıldığından her türlü tutum ve davranış bu madde kapsamında değerlendirilmektedir.
Ancak disiplin cezasını gerektiren torba suç hükümleri içeren bu fiilin yoruma açık olduğu ve İdarenin bu fiilin içeriğini istediği şekilde doldurarak kişilere disiplin cezası verdiği gözetildiğinde bu durumun hukuki güvenlik, belirlilik ilkelerine aykırı olduğu gibi büyük mağduriyetlere sebebiyet vereceği de şüphesizdir.
Öte yandan bu disiplin cezasının sakatlığını ortaya koyan diğer ve en önemli husus; Anayasa’nın 38. Maddesi’nin ihlal edilmiş olmasıdır.
Şöyle ki; işlenildiği iddia edilen fiil tarihinde, disiplin cezasının verildiği 682 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamesi yürürlülükte yoktu.
Anayasası MADDE 38’de : Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Hükmü amirdir. Dolayısıyla işlenildiği iddia edilen fiil tarihinde yürürlülükte bulunmayan bir KHK’ya gore ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
Konuyla ilgili İzmir Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu 05.04.2017 tarih ve 2017 / 425 sayılı kararında ; başka bir polis memuru hakkında, fiilin işlenildiği tarihte 682 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamesi yürürlülükte olmadığı için, Anayasa’nın 38.maddesi gereği, fiilin işlenildiği tarihte yürürlülükte olan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğüne göre karar vermiştir. Şahsınız hakkında da bu hükümlere göre hareket edilerek işlenildiği iddia edilen fiil tarihinde yürürlülükte olan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’ne göre işlem tesis edilmesi gerekecek, o tüzüğe dayanak veren Emniyet Teşkilatı Kanunun 83. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptali sebebiyle de hakkınızda bir disiplin cezası uygulanmaması gerekecekti.
Açıkladığımız bu gerekçeler doğrultusunda hakkınızda tesis edilen 16 Ay Uzun Süreli Kıdem Durdurma Cezasının İdare Mahkemesi tarafından iptali gerekecektir.
Not: Disiplin Cezası alan, eş durumu ataması yapılmayan veya her türlü konularda idare ile sorun yaşayan tüm arkadaşlar, bizlerle irtibata geçmeniz durumunda, ilgili cezaların iptali ve diğer sorunların çözümü için, avukatlarımız tarafından İptal davaları açılacaktır. Bizi aramanız yeterlidir.
Bu makale; tarafımızca genel kolluk disiplin kanunu yürürlüğe girmeden önce kaleme alınmıştır